ŞİİR OLSUN GÜNÜNÜZ

Dünya şiirle daha bir güzel, günler daha bir umutlu, sevgiler, sevdalar daha bir coşkulu. Hangimiz şiir yazmayı denemedik ki ya da içimizden geçen bir iki satırı ezberleyip sevdiğimizin kulağına fısıldamayı. Hangimiz sevdiğimizi söyleyemedik de bir çocukla yolladık sevda mektubumuzu veya bir iki satır şiir karalayıp tutuşturmadık sevdiğimizin eline. Cemal Süreyya’yı, Edip Cansever’i, Turgut Uyar’ı hele hele Atilla İlhan’ı masanın üstüne koyup şiirlerden fal tutmadık ki. Şiirle güzelleştik şiirle sevdalandık. Sevdiğimiz şiirleri yazdığımız defterlerimiz oldu yanını küçük çiçeklerle süslediğimiz. Kimi insan evlenirken atar geçmişini sanki o defterler atılsa geçmiş silinirmiş gibi. Ben sakladım hepsini ilkokulda bile kendimce sevdalanmışım. Büyümüş hırslanmışım, kıskanmışım, birden yok olsam huzur bulurum sanmışım. Ah ben, ben o şiirlerle neler neler yaşamışım. Açıp da okudukça o satırları kimi yerde gülüyorum halime, kimi yerde üzülüyorum o genç kıza. Ama iyi ki de yazmışım iyi ki de kıskanç bir kocaya düşüp onları çöpe atmamışım.

Şiiri hayatına katan ve şiiri hayatımıza katan tüm güzel şairlerin ve bu şiirleri mırıldanan tüm güzel yüreklerin şiir günü kutlu olsun…

Bir Beyoğlu şiirimle tamamlayayım MERHABA BEYOĞLU Dergimizin bu satırlarını…

Fotoğraf

Beyoğlu’na ait eski bir fotoğrafta

Arkadan görünüyorsun

Pera Palas’ın tam köşesinden aşağıya iniyorsun

Tan ağarmak üzere

Saçların rüzgârda dağılmış

Beyoğlu’ndan gizlice kaçıp gidiyorsun

Pardösünün önü açık olmalı

Etekleri savrulmuş rüzgârda

Yüzün görünmüyor ama

Sanki acı bir tebessüm yerleşmiş suratına

Beyoğlu’na ait eski bir fotoğrafta

Arkadan görünüyorsun

Ardında bıraktığın Bey Oğlu ’nu düşünüyorsun

Bey Oğulları Beyoğlu’nu bırakalı çok olmuş

İçinde bir hüzzam kaçıp gidiyorsun…

Jale Mutlu

Dünya Şiir Günü

İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü‘nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak”olarak nitelendiriliyor.

Bu yılın Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni, PEN Yazarlar Derneği 2024 Şiir Ödülü’ne değer görülen Enis Batur kaleme aldı.

Metnin tamamı şöyle:

PEN Şiir Ödülü’ne lâyık bulunan şairden, ödül geleneği böyle, bir bildiri kaleme alması bekleniyor. Düşündüm: Ülkenin bu halinde, Dünyanın şu halinde bir şairin bildirecek nesi kalmış olabilir? Gizlisi saklısı yok: Ahval konusunda safkan karamsarım. Ama bu, beni “iş”ime özen ve inatla bakmaktan alıkoymuyor.

Yıllardır tekrarlıyorum “iş”ime bakma kararımı, kararlılığımı. Küçük Prens’in çekirdek sözündeki gibi: Kişi gülünden sorumlu. İkiye ayırıyorum güzergâhımı, şiir ekseninde: Bir, başkalarının şiirlerine, eski-yeni, yerli-yabancı ayırmaksızın, karınca kararınca ilgi gösteriyorum – üzerilerinde düşünerek, haklarında yazarak, unutulanlara ışık tutma çabası vererek. İki, burcumda şiir kurarken, olabildiğince ince ayar yapma işlemlerine dikkat kesilme, az okunmayı göze alarak ‘mürekkebe su katmadan’ yazma tercihimi sürdürüyorum.

Şiire pek gereksinme duyulmayan, sözümona duyulduğundaysa şairden nümayiş yapması, gürültü çıkarması beklenen bir dönemden geçiyoruz – doğrusu, diyorum, beklenmedik şeyler yapmak.

Şairin çabası artık beyhudedir demeye mi getiriyorum, hayır: Şiir düşünürü, bilim insanını, sanatçıyı, hepsinden önemlisi ondan vazgeçmeyen tiryaki okurunu Hayat’ın yüksek bir basamağına yerleştirdiği için anlamını ve değerini bütün olumsuz dış koşulların tehditine karşın koruyacaktır: Okunarak, ezberlenerek, dilden dile çevrilerek, bestelenerek.

PEN Şiir Ödülü, koyu bulutlar arasından bir anlığına güneş, beni kutlu kıldı; seçenlere teşekkür ederim.

Enis Batur